On bir savaş suçlusu, savaşın ardından adaletin pençesinden kaçmayı başarır. Bu farklı geçmişlere sahip adamlar, bir araya gelerek yeni bir hayat kurma umuduyla uzak bir kasabaya sığınır.
Ancak geçmişin gölgesi onları yakından takip etmektedir.
Kasabaya yerleştiklerinde, dış dünyadan izole olmuş bu küçük toplulukta yeni kimlikler edinirler.
Zamanla kasaba halkıyla ilişkileri gelişir ve her biri burada bir amaç bulmaya başlar. Fakat eski alışkanlıkları ve birbirlerine olan güvensizlikleri, kurdukları bu kırılgan düzeni tehdit eder.
Geçmişle yüzleşmek zorunda kaldıklarında, grup içindeki bağlar sınanır. Kasabayı etkileyen beklenmedik olaylar, her birinin karakterini ortaya çıkarır.
Hayatta kalmak için birlikte hareket etmeleri gerektiğini anladıklarında, gerçek anlamda bir takım olup olamayacakları belirleyici olacaktır.