II. Dünya Savaşı'nın zorlu koşullarında, ABD Ordusu'nun arka planında devam eden bir kriz tüm askeri lojistiği tehdit ediyordu.
İngiltere'deki depolarında biriken milyonlarca asker postası, moral ve iletişim açısından kritik bir sorun haline gelmişti. Bu umutsuz duruma çözüm olarak, tarihte bir ilk yaşanır ve tamamı Afro-Amerikan kadınlardan oluşan 6888.
Posta Düzenleme Taburu göreve çağrılır.
Avrupa'nın soğuk ve bombalanmış liman kenti Birmingham'a varan tabur, dağlar halinde birikmiş, küflenmeye yüz tutmuş milyonlarca mektup ve paketle karşılaşır.
Zamanla yarışan bu kadınlar, hem önyargılarla hem de savaşın yıkıcı etkileriyle mücadele ederek inanılmaz bir organizasyon örneği sergiler. Her bir zarfın doğru askere ulaşması, onlar için sadece bir iş değil, bir vatan görevi halini alır.
Görevleri, sadece mektupları sıralamaktan çok daha derin bir anlam taşır. Teslim edilen her postal, cephedeki askerler için umut, sevgi ve vatan bağının bir nişanesidir.
6888. Tabur, tarihin gölgede kalmış bu kahramanları, imkansız görünen bir görevi, azim ve becerileriyle tamamlayarak savaşın gidişatına sessiz ama çok önemli bir katkı sağlar.