Annesini kaybettikten sonra Georgie, Londra'nın dışındaki evinde tek başına yaşamayı başarmıştır. En iyi arkadaşı Ali ile birlikte, kendi kurallarıyla dolu bir dünya yaratır ve bu dünyayı neşe ile yaşatır.
Hayatını bir yetişkinin müdahalesi olmadan sürdürmekte kararlıdır.
Bu düzen, beklenmedik bir ziyaretle altüst olur.
Georgie'nin hayatına, onun babası olduğunu iddia eden bir adam girer. Bu ani gelişme, Georgie'nin özenle koruduğu bağımsızlığını tehdit eder.
Babasıyla zorunlu bir arada geçirdikleri zaman, Georgie'yi uzun süredir kaçındığı gerçeklerle yüzleşmek zorunda bırakır. İki yabancı, birbirlerini tanımaya ve geçmişlerindeki boşlukları doldurmaya çalışırken, yeni bir ilişkinin temelleri yavaş yavaş atılır.