Amin, 36 yaşında başarılı bir akademisyen olarak Danimarka'da yaşamaktadır. Dışarıdan bakıldığında kurulu bir hayatı vardır, ancak geçmişi onun için hâlâ tamamen kapanmamış bir bölümdür.
Çocukken Afganistan'dan Avrupa'ya uzanan mülteci yolculuğu, kimliğinin derinliklerinde saklı kalmıştır.
Bu yolculuğun detayları, yıllar boyunca Amin'in kendisinden bile sakladığı sırlarla doludur.
Anılar, kurduğu bu yeni hayatı temelden sarsabilecek güçtedir. Geçmişle yüzleşmek, onun için sadece bir anı aktarımı değil, aynı zamanda kişisel bir varoluş mücadelesi haline gelir.
Amin'in hikayesi, ev kavramının ne anlama geldiğini yeniden düşündürür. Aidiyet, kimlik ve hayatta kalma içgüdüsünün kesiştiği bu duygu yüklü yolculuk, izleyiciyi bir insanın yaşamındeki en temel sorularla baş başa bırakır.