Cezaevinin rutin sabah sayımında gardiyanlar için sıradan bir gün beklenmiyordu. Baş gardiyan Hamza ve ekibi, koğuşları tek tek kontrol ederken her birinde soğumuş bedenlerle karşılaştı.
Toplam on mahkum hayatını kaybetmişti, ancak hiçbirinde şiddet, yara ya da boğulma belirtisi yoktu. Diğer mahkumların suskunluğu ise gizemi daha da derinleştiriyordu.
Olayın çözümü için istihbarat uzmanı Selin Korkmaz ve cinayet büro şefi Başkomiser Erol Haktan göreve getirildi. Tesis karantinaya alınırken, iki deneyimli araştırmacı cezaevindeki herkesi sistematik şekilde sorgulamaya başladı.
Her kapıyı araladıkça daha karmaşık bir labirentin içine girdiklerini fark ettiler.
Erol ve Selin'in her kiliti açma girişimi, beklenmedik gerçekleri ortaya çıkarıyordu.
Cezaevinin duvarları arasında saklanan sırlar, olayın basit bir cinayet vakası olmadığını gösteriyor, her ipucu yeni bir şok dalgası yaratıyordu. Çözülmesi gereken her anahtar, onları cezaevi sisteminin derinliklerine doğru götürüyordu.