Bir göl kıyısında baygın halde bulunan genç adamın kimliği bir sırdır. Hastaneye kaldırıldığında, kendisine John Doe adı verilir çünkü kim olduğunu hatırlamamaktadır.
Ancak onun asıl gizemi, başkalarının rüyalarını ve zihinlerini istemeden istila edebilme yeteneğidir.
John'un zihinsel projeksiyonları, psikiyatristi Dr.
Gail Farmer'ı hem şaşırtır hem de endişelendirir. Gail, John'un geçmişini ortaya çıkarmaya çalışırken, onun travmatik anılarının ve korkularının sadece kendi zihninde değil, etrafındaki herkesin gerçekliğinde tezahür etmeye başladığını fark eder.
Hastane personeli ve diğer hastalar, John'un zihninden sızan kabuslarla yüzleşmek zorunda kalır.
Ortaya çıkan gerçekler, John'un geçmişiyle ve kontrol edemediği güçleriyle olan mücadelesini gözler önüne serer.
Onun zihni, bastırılmış anılar ve güçlü duygusal dalgalar arasında bir savaş alanına dönüşürken, çevresindekiler bu psikolojik fırtınanın içine çekilir. Her şey, John'un kimliğinin ve bu olağanüstü yeteneğin kaynağının keşfine doğru ilerler.