Sultan, kocasını kaybettikten sonra derin bir yalnızlık hissine kapılır ve çocuklarına yeniden evlenmek istediğini açıklar. Ancak bu karar, geleneksel düşünce yapısına sahip oğlu Nevzat tarafından tepkiyle karşılanır.
Nevzat, babalarının ölümünün hemen ardından böyle bir adım atılmasını kasaba halkı nezdinde kabul edilemez bulur. Kızı Reyhan ise annesinin arzusuna saygı duymakla birlikte, bu kadar aceleci davranmasından endişe eder.
Tüm itirazlara rağmen Sultan kararından dönmez ve hem yeni bir eş arayışına girer hem de toplumun kendisine biçtiği rolü reddederek iş hayatına atılır. Evini pansiyona çevirir, pazarda kendi tezgahını açar ve erkek egemen bu alanlarda varlık gösterir.
Onun bu cesur çıkışı, etrafındaki diğer kadınlar için de bir ilham kaynağı olur.
Zamanla pansiyonda ve pazarda Sultan'ın yanında çalışmaya başlayan kadınlar, kendi ayakları üzerinde durmanın gücünü keşfederler.
Sultan'ın öncülük ettiği bu hareket, kasabada kadınların geleneksel sınırların dışına çıkarak kimliklerini bulmalarına vesile olur.